11 Kasım 2007 Pazar

değil

İyice serpilip sığmaz olmaktan değil,
ufalanıp sıkışmaktan kurtulmak uğruna,
göçlere niyetlenmek.
Düşmek; aşınmış ve bilinmedik yollara.
Mevsim geçit törenlerine aldanmak;
Yitirilmiş vakitlerin ısrarcı müjdecilerine şaşırmak, sonrasında da.
Kaç kere yeniden,
Kaç kere sil baştan.
Çemberler çizmek, çemberler ardına.

Çalan zilden değil,
bir yoklamak derdinden açılsa kapı,
misafirce buyur edilen rüzgar,
baygın ateşi külle kaplardı
alaycı soğuk savrukluğuyla.
Zaten göklere öykünüp yağmak rüyası da,
Ne mümkün, tıkalı mazgallar ve
Yerli yersiz birikintilerin bolluğunda?
Bir rüya ki sonunda, toprağa çakılmakta.

Ilık fincan kahve keyfine dalmak içinden,
bir kocakarı çaresi seçiliyor.
Artık konaklayamayacak umutlar,
Koparıyorlar son halatları, kapılıp
Birer ikişer vuruyorlar falın kıyılarına.

Kimler var ki
ve kimsesizler,
beklemekler var ki
çok iş düşüyor yarınlara.

4 yorum:

Onlardanbiri dedi ki...

onlardan biri okuyor diğerleri çok acaip beğeniyor.. ama şu zamana kadar hala bi yorum bile nasıl gelmez, bir anlam veremiyor...

onur dedi ki...

benim yazılarıma göz atarsan mutlu edersin beni.senin gibi yazan birinin yorumları önemlidir benim için...

Adsız dedi ki...

her girişimde yeni bi şiir görmediğime üzülürken kendimi bu şiiri tekrarvetekrar okurken bulmaya seviniorm..

Preguntando caminamos dedi ki...

çok geç olsa da bir teşekkür etmeden yolcu etmiş olmayayım sizleri dostlar.. takibiniz için içten teşekkürler.