11 Kasım 2007 Pazar

değil

İyice serpilip sığmaz olmaktan değil,
ufalanıp sıkışmaktan kurtulmak uğruna,
göçlere niyetlenmek.
Düşmek; aşınmış ve bilinmedik yollara.
Mevsim geçit törenlerine aldanmak;
Yitirilmiş vakitlerin ısrarcı müjdecilerine şaşırmak, sonrasında da.
Kaç kere yeniden,
Kaç kere sil baştan.
Çemberler çizmek, çemberler ardına.

Çalan zilden değil,
bir yoklamak derdinden açılsa kapı,
misafirce buyur edilen rüzgar,
baygın ateşi külle kaplardı
alaycı soğuk savrukluğuyla.
Zaten göklere öykünüp yağmak rüyası da,
Ne mümkün, tıkalı mazgallar ve
Yerli yersiz birikintilerin bolluğunda?
Bir rüya ki sonunda, toprağa çakılmakta.

Ilık fincan kahve keyfine dalmak içinden,
bir kocakarı çaresi seçiliyor.
Artık konaklayamayacak umutlar,
Koparıyorlar son halatları, kapılıp
Birer ikişer vuruyorlar falın kıyılarına.

Kimler var ki
ve kimsesizler,
beklemekler var ki
çok iş düşüyor yarınlara.

5 Kasım 2007 Pazartesi

deniyorum

aklım yettiğince,
açlığımı bastırma gayretiyle yediğim,
bir boş mideyi doldurmasına rağmen
dindiremedi karın ağrımı.

basit şeyler düşünebiliyorum ancak
göz açıp kapayıncaya hallolan meseleler.
diğerlerinden vazgeçtim.
bir yandan ise çok çalışıyorum.
düşünün ki saatler hesaplıyorum aklımsıra,
komiktir ya bilmiyorum kaçı beklediğimi.

birer ikişer gidiyorum bazen ve bazen de geri geri.
ki bize yanlış öğrettiler ilerisini,
ben pusulamı yitirdim.
geriye sarmıyosam eğer bugün,
bilin ki yerimde sayıyorum.

2 Kasım 2007 Cuma

saat 3

Saat 3,
Gecenin mi sabahın mı?
ve daha dün 4'tü
ki er ya da geç bağlanıyor.
ve bu da zaten bir çeşit dalga konusu.
ve bu da zaten bir başka oyun.
-azıcık suyundan koyun.

ve yine bir kutu oda tekilliğime kadehler çınlatan bülbül
ve bülbüller arasında kalmışlığım.
dayanmakta sabrımın sınırları
gecenin bu düzensiz tembihlerine.

ve yine geç kaldın!
işte daha demin,
kalakaldın!