Keşke kalabalık olsaydı sevmekler.
Sevişini düşündüğümden değil ha!
İkiden bir eksik başımızla çekmeseydik diye acısını.
Fena mı olurdu?
Ne eksik ne fazla,
battığınca söyleseydik kırıkları,
“şura” diye yarasını.
İyi olurdu şüphesiz.
Hiç yoktan
iyi olurdu.
20 Aralık 2007 Perşembe
19 Aralık 2007 Çarşamba
benmerkez
Benmerkeze seyahatte bile işler,
samimiyetle başlar:
Ambalaja kanmayın,
böyle yutturuyorlar.
Çıkışı özenli de olsa,
sanmayın ki gelişi öyle
inceden derinden,
bilakis tangur tungur.
Dizilse diğerleriyle yan yana
ayıramazlar birbirinden.
Sahi, sade ve samimi mi dediler?
Davullu zurnalı isterdi.
Zaten sessiz de gitmezdi,
susturucuyla vurdular.
Tarifler yetmez, haritadan kalkıp da azarlar;
Telefonlara bakmıyorum,
isteyin ama evdeysem.
Tabelalar göstermiyorsa
yerli esnafa sorun beni.
Bahis geçmedi mi haberlerde?
Anlayın bir bit yeniği var.
Ciciler getirmişsiniz, iyi güzel de
sığamam içlerine, pek dar.
Açılın ben doktorum,
Hmm, kan tahlili, idrar...
yolcu ben-Geçimsiz-yollara varır,
Ben sabitim ve burdayım, sen dolan,
Akıl et sor bir hatır.
Anlamadınız mı? Kahramanım!
Ve bir kahraman hikayesini
- anlatan yok ki kardeşim!-
Kalkar, kendi anlatır.
11 Kasım 2007 Pazar
değil
İyice serpilip sığmaz olmaktan değil,
ufalanıp sıkışmaktan kurtulmak uğruna,
göçlere niyetlenmek.
Düşmek; aşınmış ve bilinmedik yollara.
Mevsim geçit törenlerine aldanmak;
Yitirilmiş vakitlerin ısrarcı müjdecilerine şaşırmak, sonrasında da.
Kaç kere yeniden,
Kaç kere sil baştan.
Çemberler çizmek, çemberler ardına.
Çalan zilden değil,
bir yoklamak derdinden açılsa kapı,
misafirce buyur edilen rüzgar,
baygın ateşi külle kaplardı
alaycı soğuk savrukluğuyla.
Zaten göklere öykünüp yağmak rüyası da,
Ne mümkün, tıkalı mazgallar ve
Yerli yersiz birikintilerin bolluğunda?
Bir rüya ki sonunda, toprağa çakılmakta.
Ilık fincan kahve keyfine dalmak içinden,
bir kocakarı çaresi seçiliyor.
Artık konaklayamayacak umutlar,
Koparıyorlar son halatları, kapılıp
Birer ikişer vuruyorlar falın kıyılarına.
Kimler var ki
ve kimsesizler,
beklemekler var ki
çok iş düşüyor yarınlara.
ufalanıp sıkışmaktan kurtulmak uğruna,
göçlere niyetlenmek.
Düşmek; aşınmış ve bilinmedik yollara.
Mevsim geçit törenlerine aldanmak;
Yitirilmiş vakitlerin ısrarcı müjdecilerine şaşırmak, sonrasında da.
Kaç kere yeniden,
Kaç kere sil baştan.
Çemberler çizmek, çemberler ardına.
Çalan zilden değil,
bir yoklamak derdinden açılsa kapı,
misafirce buyur edilen rüzgar,
baygın ateşi külle kaplardı
alaycı soğuk savrukluğuyla.
Zaten göklere öykünüp yağmak rüyası da,
Ne mümkün, tıkalı mazgallar ve
Yerli yersiz birikintilerin bolluğunda?
Bir rüya ki sonunda, toprağa çakılmakta.
Ilık fincan kahve keyfine dalmak içinden,
bir kocakarı çaresi seçiliyor.
Artık konaklayamayacak umutlar,
Koparıyorlar son halatları, kapılıp
Birer ikişer vuruyorlar falın kıyılarına.
Kimler var ki
ve kimsesizler,
beklemekler var ki
çok iş düşüyor yarınlara.
5 Kasım 2007 Pazartesi
deniyorum
aklım yettiğince,
açlığımı bastırma gayretiyle yediğim,
bir boş mideyi doldurmasına rağmen
dindiremedi karın ağrımı.
basit şeyler düşünebiliyorum ancak
göz açıp kapayıncaya hallolan meseleler.
diğerlerinden vazgeçtim.
bir yandan ise çok çalışıyorum.
düşünün ki saatler hesaplıyorum aklımsıra,
komiktir ya bilmiyorum kaçı beklediğimi.
birer ikişer gidiyorum bazen ve bazen de geri geri.
ki bize yanlış öğrettiler ilerisini,
ben pusulamı yitirdim.
geriye sarmıyosam eğer bugün,
bilin ki yerimde sayıyorum.
açlığımı bastırma gayretiyle yediğim,
bir boş mideyi doldurmasına rağmen
dindiremedi karın ağrımı.
basit şeyler düşünebiliyorum ancak
göz açıp kapayıncaya hallolan meseleler.
diğerlerinden vazgeçtim.
bir yandan ise çok çalışıyorum.
düşünün ki saatler hesaplıyorum aklımsıra,
komiktir ya bilmiyorum kaçı beklediğimi.
birer ikişer gidiyorum bazen ve bazen de geri geri.
ki bize yanlış öğrettiler ilerisini,
ben pusulamı yitirdim.
geriye sarmıyosam eğer bugün,
bilin ki yerimde sayıyorum.
2 Kasım 2007 Cuma
saat 3
Saat 3,
Gecenin mi sabahın mı?
ve daha dün 4'tü
ki er ya da geç bağlanıyor.
ve bu da zaten bir çeşit dalga konusu.
ve bu da zaten bir başka oyun.
-azıcık suyundan koyun.
ve yine bir kutu oda tekilliğime kadehler çınlatan bülbül
ve bülbüller arasında kalmışlığım.
dayanmakta sabrımın sınırları
gecenin bu düzensiz tembihlerine.
ve yine geç kaldın!
işte daha demin,
kalakaldın!
Gecenin mi sabahın mı?
ve daha dün 4'tü
ki er ya da geç bağlanıyor.
ve bu da zaten bir çeşit dalga konusu.
ve bu da zaten bir başka oyun.
-azıcık suyundan koyun.
ve yine bir kutu oda tekilliğime kadehler çınlatan bülbül
ve bülbüller arasında kalmışlığım.
dayanmakta sabrımın sınırları
gecenin bu düzensiz tembihlerine.
ve yine geç kaldın!
işte daha demin,
kalakaldın!
22 Ekim 2007 Pazartesi
bir gün
bir cuma akşamı şakasına
çok güldüm inanın.
bir cuma akşamı kapışmasına ise,
şaşırdım daha da.
bir cumartesi aile
bir cumartesi belki yavan
bir cumartesi az buçuk insan
bir pazar günü bulduğumda
karıştım inanın.
bir pazar akşamı sonlarında
sıkıştım daha da.
yarınını bilmediklerine,
dününe bunadıklarına
somurttum günlerin,
sokakta kalmışlıklarına.
çok güldüm inanın.
bir cuma akşamı kapışmasına ise,
şaşırdım daha da.
bir cumartesi aile
bir cumartesi belki yavan
bir cumartesi az buçuk insan
bir pazar günü bulduğumda
karıştım inanın.
bir pazar akşamı sonlarında
sıkıştım daha da.
yarınını bilmediklerine,
dününe bunadıklarına
somurttum günlerin,
sokakta kalmışlıklarına.
28 Eylül 2007 Cuma
gözgöz
Eninde sonunda,
bakışlar acemi bir düzende dolaşıp da
sobelendiğinde göz göze,
kopan PAT!ırtı eşliğinde,
kan ter içinde kaldığım
kaçışmaca ertesinde,
bir nefeslik molamı
kuru kuru yut
-ku -
nurken,
vakit-aceleci-huyuyla-dile-gelip-de-çattığında,
-fikirsizliğimden müzdarip-
sözüm tükenmiş olacak biliyorum.
coşacak yerde kana kana,
yüz göz olacak,
el mahkum susayacağım.
---
susuyorum.
bakışlar acemi bir düzende dolaşıp da
sobelendiğinde göz göze,
kopan PAT!ırtı eşliğinde,
kan ter içinde kaldığım
kaçışmaca ertesinde,
bir nefeslik molamı
kuru kuru yut
-ku -
nurken,
vakit-aceleci-huyuyla-dile-gelip-de-çattığında,
-fikirsizliğimden müzdarip-
sözüm tükenmiş olacak biliyorum.
coşacak yerde kana kana,
yüz göz olacak,
el mahkum susayacağım.
---
susuyorum.
15 Eylül 2007 Cumartesi
keep a long story short #1
Do I know you?No?...I guess not. You know where you're heading to?...No...But you're on a leave for sure... What do you leave behind?...You care?... I did not receive a call since I began walking...Not much time passed actually. They will call. They care. I mean...There once was a time they seemed to care. They would call.. Pick up the phone, dial...Not much of an effort, right?... They would call... What about you? Hey don't throw that you're gonna need that.. What the fuck ever..You are not listening to me for Godsake!... Hey, you wanna walk alone? You want to walk the fuck alone?...Never should have bothered saying a word to you! Dumbass.. Hello! Are you fucking deaf? You'll be talking some time soon right? You can't pretend you have walked this road before fucker! You have just started it. Just like me! Just fucking like me! You are just in need of help too! You fucking can not pretend that you've been walking this road alone!.... You are just as new! .....I fucking know that!... I fucking do!...
13 Eylül 2007 Perşembe
norm
basmadı soğuklar daha
haybeye üşüyorum.
mevsim normallerine göre
uzak durduğumuzdan.
yanaşmaya niyetlensem,
yerin bilmiyorum.
anımsayacak olsam da -
seçilmiyor
kardan saklı yollar.
bu
zamanda
kar mı yağar?
tekmili erimekte -
ben donuyorum.
haybeye üşüyorum.
mevsim normallerine göre
uzak durduğumuzdan.
yanaşmaya niyetlensem,
yerin bilmiyorum.
anımsayacak olsam da -
seçilmiyor
kardan saklı yollar.
bu
zamanda
kar mı yağar?
tekmili erimekte -
ben donuyorum.
12 Eylül 2007 Çarşamba
12
Ne biçim bir 12 Eylül,
bu Eylül'ün günü.
Aklımız gitti, fikrimiz bitti.
Belleksiz, köşelerde inlerken.
Ne gamsız bir 27 sene,
30'unu devirmeyi beklerken.
Vicdan gitti, nefes bitti.
kış gibi soğuduğumun eylülünün günü.
bu Eylül'ün günü.
Aklımız gitti, fikrimiz bitti.
Belleksiz, köşelerde inlerken.
Ne gamsız bir 27 sene,
30'unu devirmeyi beklerken.
Vicdan gitti, nefes bitti.
kış gibi soğuduğumun eylülünün günü.
11 Eylül 2007 Salı
aziz dost
bak dostum,
en bir karışık cümlesini kuracağım bu gecenin
tüm çok bilmişlere inat.
aklın daha da karışsın
ve içindeyken kendine daha da yabancı kal diye.
komşuya, aynaya, kendine
ve bir de kediye
sordun mu?
en bir karışık cümlesini kuracağım bu gecenin
tüm çok bilmişlere inat.
aklın daha da karışsın
ve içindeyken kendine daha da yabancı kal diye.
komşuya, aynaya, kendine
ve bir de kediye
sordun mu?
5 Eylül 2007 Çarşamba
a.s.k
gel, sokul,
yakın temasta direniş vakti.
bir battaniye altında,
battaniye-sen.
çok hevesli, çok
fesat-iş
çevirmeli.
çok kişi,
içten
dipten
kesin
devirmeli.
birer, ikişer toplanıyoruz.
acil sevenler konfederasyonu.
aşk.
bugün-
yarın.
bir iktidar şekli.
hep,hemen,
şimdi!
yakın temasta direniş vakti.
bir battaniye altında,
battaniye-sen.
çok hevesli, çok
fesat-iş
çevirmeli.
çok kişi,
içten
dipten
kesin
devirmeli.
birer, ikişer toplanıyoruz.
acil sevenler konfederasyonu.
aşk.
bugün-
yarın.
bir iktidar şekli.
hep,hemen,
şimdi!
31 Ağustos 2007 Cuma
21
en son 21'ken sanıyordum ki ben
her biçim şey serilmiş önüme ve
kumandası elimde
ki yok ise de bulacağım onu bir yerden
son tahlilde gerektiğinden.
ve ben
daha 21'ken
tüyü bitmemiş yetimden çok daha şanslı
tüyleri dönmüş bir herifken
sanıyordum ki bir peygamber gibi
konmuştum yeryüzüne peydahlandığım günle
ve birtakım asalar elimde
salla.. salla.. salla..
azıcık düşünse ve azıcık sabretse
taşlar kalkacaktı yerinden
giderken
çok ağırdan, çok derinden.
her biçim şey serilmiş önüme ve
kumandası elimde
ki yok ise de bulacağım onu bir yerden
son tahlilde gerektiğinden.
ve ben
daha 21'ken
tüyü bitmemiş yetimden çok daha şanslı
tüyleri dönmüş bir herifken
sanıyordum ki bir peygamber gibi
konmuştum yeryüzüne peydahlandığım günle
ve birtakım asalar elimde
salla.. salla.. salla..
azıcık düşünse ve azıcık sabretse
taşlar kalkacaktı yerinden
giderken
çok ağırdan, çok derinden.
7 Haziran 2007 Perşembe
nara
öğürürken uzaktan adam,
martılar bir derdi tavaf ederken - geak, geak
ışık huzmelerinin yetişemeyeceği bir
irtifa-ı seyirden,
dinmeyen uğultularını motorluların,
sinir bozucu bir zevkle
rüzgar dibine savururken,
bir narayı yapıştırsan suratına
devam etsen gazel boyu,
sokak senindir o vakit.
geceler
ve geceleyenler, senindir.
***
bekçi üfürürse aman geç olmasın.
martılar bir derdi tavaf ederken - geak, geak
ışık huzmelerinin yetişemeyeceği bir
irtifa-ı seyirden,
dinmeyen uğultularını motorluların,
sinir bozucu bir zevkle
rüzgar dibine savururken,
bir narayı yapıştırsan suratına
devam etsen gazel boyu,
sokak senindir o vakit.
geceler
ve geceleyenler, senindir.
***
bekçi üfürürse aman geç olmasın.
3 Haziran 2007 Pazar
kumru-ki
ben daha dün
beşeriyetinden
dem vururken,
kuş olup göçtü kumru.
üstüne üstlük
geride bıraktı yumurcukları.
bir çift beyazlar şimdi yalnızca,
sarılarından ümidin kesildiği.
beşeriyetinden
dem vururken,
kuş olup göçtü kumru.
üstüne üstlük
geride bıraktı yumurcukları.
bir çift beyazlar şimdi yalnızca,
sarılarından ümidin kesildiği.
2 Haziran 2007 Cumartesi
kumru
alışılmış tekil hallerinden
daha bir başına olduğundan
emin olduğun böyle bir gecede,
saksınıza tünemiş kumru,
can verecek ya bildiğin,
seni de yalnız komayacak.
üşüse de kalkmayacak yerinden.
daha bir başına olduğundan
emin olduğun böyle bir gecede,
saksınıza tünemiş kumru,
can verecek ya bildiğin,
seni de yalnız komayacak.
üşüse de kalkmayacak yerinden.
28 Mayıs 2007 Pazartesi
bugün
hatırlarca şavkıyan hikaye
ve
ezber düşlerce vadedilmiş
günler,
en sevilen yalanların ertesinde
ayak kesen kırıkları,
takvimler süpürür.
kuytuda dökülen yaşları
belki yel siler.
bıraktığın gibiyse etraf,
topluysa ortalık yer,
köşelerde düşenler.
bir fedakarlıktır bugün,
tutsak düşler derdine
hatırlardan yenilen.
yazıktır
ki
tek gerçeğin bugün.
ve
ezber düşlerce vadedilmiş
günler,
en sevilen yalanların ertesinde
ayak kesen kırıkları,
takvimler süpürür.
kuytuda dökülen yaşları
belki yel siler.
bıraktığın gibiyse etraf,
topluysa ortalık yer,
köşelerde düşenler.
bir fedakarlıktır bugün,
tutsak düşler derdine
hatırlardan yenilen.
yazıktır
ki
tek gerçeğin bugün.
16 Mayıs 2007 Çarşamba
acı haber üzerine
silik ya da
yok kadar da olsa
izleri günümde,
bir daha istese de
civarda dolanamayacaklar için,
bir anlık hatır fedakarlığından
kaçınmadığımı alkışlarım.
anmamla bir, uğurlarım.
yok kadar da olsa
izleri günümde,
bir daha istese de
civarda dolanamayacaklar için,
bir anlık hatır fedakarlığından
kaçınmadığımı alkışlarım.
anmamla bir, uğurlarım.
31 Mart 2007 Cumartesi
kağıtçı
pencereden beni görme kağıtçı.
sen iştesin, ben keyifte.
aldanırsın.
çektiğin, çekeceğin koyudur.
çayım paşa,
dem katarsın.
soğuk hizasında,
gözünün mükafatı tenekeler.
ötesi hikayelere kalsın.
bir sonraki adıma iki gıcırtı kala
yüz ıslak, el soğuktur
- doğru orda tutunur.
yastığını arasan, bulursun.
***
bir cumartesi sabahı,
spor yaparsın.
imrenmeyen utansın.
sen iştesin, ben keyifte.
aldanırsın.
çektiğin, çekeceğin koyudur.
çayım paşa,
dem katarsın.
soğuk hizasında,
gözünün mükafatı tenekeler.
ötesi hikayelere kalsın.
bir sonraki adıma iki gıcırtı kala
yüz ıslak, el soğuktur
- doğru orda tutunur.
yastığını arasan, bulursun.
***
bir cumartesi sabahı,
spor yaparsın.
imrenmeyen utansın.
30 Mart 2007 Cuma
anlat
hadi gülmeli oynamalı
hikayeler anlat.
niyet etsen,
elbet dinlerim.
en fazla dün, yarın ya da
bugününkilerden olsun ancak.
taze koksun.
uzak vakitlerde gözüm yok,
bensiz de yaşanacak.
hikayeler anlat.
niyet etsen,
elbet dinlerim.
en fazla dün, yarın ya da
bugününkilerden olsun ancak.
taze koksun.
uzak vakitlerde gözüm yok,
bensiz de yaşanacak.
29 Mart 2007 Perşembe
i&c
nazdan değil.
deselerdi budur,
seslenirdim isminle,
işaret etselerdi,
cismine yaklaşırdım.
onlar: çok ışıkta ben kör oldum.
zifir karanlık ben taraf
oysa ki
demin geçen,
yanlışlıkla çarptı.
onlar: çok gürültüden ağır işitiyorum.
çıt çıkmıyor ben taraf
oysa ki
demin konuşanın
dili sürçtü.
yoksun, yok.
bekliyorum.
deselerdi budur,
seslenirdim isminle,
işaret etselerdi,
cismine yaklaşırdım.
onlar: çok ışıkta ben kör oldum.
zifir karanlık ben taraf
oysa ki
demin geçen,
yanlışlıkla çarptı.
onlar: çok gürültüden ağır işitiyorum.
çıt çıkmıyor ben taraf
oysa ki
demin konuşanın
dili sürçtü.
yoksun, yok.
bekliyorum.
28 Mart 2007 Çarşamba
duvar yazılarından aşırdığım
I.
"bırak, dağınık kalsın!"
üç beş satırda,
bahşedilen sıfatta,
kağıttaki imzayla
toplanana kadarsın.
kutu üstlerinde
fiyonklar, ponponlar, yaldızlı kağıtlar
içindeyken
yırtacak yer ararsın.
dönüş yakın ve vakit erkenken daha,
satırların ve çorapların
öyle kalsın.
II.
"bırak, dağınık kalsın!"
biz yokken dağıttılar,
hangimize sordular?
III.
"bırak, dağınık kalsın!"
toplusundan korkacaksın,
söyle, onlar dağıtsın.
IV.
"bırak, dağınık kalsın!"
böylesine alışığım,
içerde de karışığım.
V.
bırak.
- teşekkürler b.m.
"bırak, dağınık kalsın!"
üç beş satırda,
bahşedilen sıfatta,
kağıttaki imzayla
toplanana kadarsın.
kutu üstlerinde
fiyonklar, ponponlar, yaldızlı kağıtlar
içindeyken
yırtacak yer ararsın.
dönüş yakın ve vakit erkenken daha,
satırların ve çorapların
öyle kalsın.
II.
"bırak, dağınık kalsın!"
biz yokken dağıttılar,
hangimize sordular?
III.
"bırak, dağınık kalsın!"
toplusundan korkacaksın,
söyle, onlar dağıtsın.
IV.
"bırak, dağınık kalsın!"
böylesine alışığım,
içerde de karışığım.
V.
bırak.
- teşekkürler b.m.
14 Mart 2007 Çarşamba
sana karşı
tüten büyük çay refakatinde,
bitirilmiş hikayelerden hatırda kalan
huzur gözlerini
ve
şanslı sevişmelerimin
sayılı hazlarını
tek yudumda.
durduğun gibisi kafi gözlere,
oysa inadına yarışır gibisin
,bugün,
ya da ben yavaşında duruyorum.
kuytunda dinlenmedeki martı dahi
sürüklenmede,
başı sonu tahtırevalli.
uçsuz bucaksız yüklüleri
sahipsiz büyüklerinin
,geçiyor aklından.
geliyor içinden ama
asıl parmağımdan kalıncasıyla
tutunmuş ahşaplıları.
imrendiğimle kalıyorum,
rüzgar izinsiz kokun
üstüme savurduğunda
hatırlıyorum,
bir seni seviyorum.
bitirilmiş hikayelerden hatırda kalan
huzur gözlerini
ve
şanslı sevişmelerimin
sayılı hazlarını
tek yudumda.
durduğun gibisi kafi gözlere,
oysa inadına yarışır gibisin
,bugün,
ya da ben yavaşında duruyorum.
kuytunda dinlenmedeki martı dahi
sürüklenmede,
başı sonu tahtırevalli.
uçsuz bucaksız yüklüleri
sahipsiz büyüklerinin
,geçiyor aklından.
geliyor içinden ama
asıl parmağımdan kalıncasıyla
tutunmuş ahşaplıları.
imrendiğimle kalıyorum,
rüzgar izinsiz kokun
üstüme savurduğunda
hatırlıyorum,
bir seni seviyorum.
12 Mart 2007 Pazartesi
ışık ayaz
gördüğümden umrum olsaydı
düşlere uğramazdım
,gündüzün,
ışığının gösterdiğinden vaz geçtiğim
ayları bulmazdı.
gece dolaylarına sığındım.
bir patronluk taslamaktayım
,çepeçevreyken karanlıkta,
lütfettiğim kadar ışıkta
soranı belli sorular,
vereni belli cevaplar.
oda içlerinde dahi vurdu,
ayazı soğuk gece kadınlarımın.
pencerem altı rüzgarla boyunduruk
hükümlü dallar ve inleyen yapraklar,
daha mı soğuktadırlar?
merakım oldu.
gecenin izinsiz ışıklarında
duvarlarımda izinsiz gösterileri.
tam da emrimdedir sandığım sırada,
görülen ve söylenecekleri.
çırpındığıdır bu,
aşksız kalmış bünyemin,
iklimden, günden medet umduğu.
bozkırdan öte yeşeremedim,
yağmurlarım gecikti.
gündüzümde kaçtığım,
gecemle değişti.
düşlere uğramazdım
,gündüzün,
ışığının gösterdiğinden vaz geçtiğim
ayları bulmazdı.
gece dolaylarına sığındım.
bir patronluk taslamaktayım
,çepeçevreyken karanlıkta,
lütfettiğim kadar ışıkta
soranı belli sorular,
vereni belli cevaplar.
oda içlerinde dahi vurdu,
ayazı soğuk gece kadınlarımın.
pencerem altı rüzgarla boyunduruk
hükümlü dallar ve inleyen yapraklar,
daha mı soğuktadırlar?
merakım oldu.
gecenin izinsiz ışıklarında
duvarlarımda izinsiz gösterileri.
tam da emrimdedir sandığım sırada,
görülen ve söylenecekleri.
çırpındığıdır bu,
aşksız kalmış bünyemin,
iklimden, günden medet umduğu.
bozkırdan öte yeşeremedim,
yağmurlarım gecikti.
gündüzümde kaçtığım,
gecemle değişti.
25 Şubat 2007 Pazar
şarapkı
soğuğundan kara salkım,
geçmişinde al üzüm,
eşliğinde içmeye terk sonsuz hüzün,
tek kadehken çok yalnızım.
ikisinde yok gibiyiz.
biri çıksa da söz söylese,
beden yorgun,
kulaklarım alışık değil.
dünü atlattık,
bugün olduğumdan ötesine,
günah değilse de işkence denir.
en geç saatteki haliyle en erkene,
bir işaret bekler durur.
gördüyse de inanmaz,
duyduysa da unutur.
geçmişinde al üzüm,
eşliğinde içmeye terk sonsuz hüzün,
tek kadehken çok yalnızım.
ikisinde yok gibiyiz.
biri çıksa da söz söylese,
beden yorgun,
kulaklarım alışık değil.
dünü atlattık,
bugün olduğumdan ötesine,
günah değilse de işkence denir.
en geç saatteki haliyle en erkene,
bir işaret bekler durur.
gördüyse de inanmaz,
duyduysa da unutur.
5 Şubat 2007 Pazartesi
aslında
aslında,
biraz şefkat bekledim.
biraz sevgi bekledim.
bildiğimden istedim.
alıştığımdan bekledim.
-onsuzluk alışılmamış-
bilmediğimden cekincem,
zamanla bir derdim var.
el altından isterdim.
yazısız, sözsüz isterdim.
şenliksiz ve düzensiz.
hatamdır belki,
istediğimi söylemedim.
nasıl anlasınlar?
-ki nasıl anlatılır?
çoktandır yüz bırakmadılar.
biraz şefkat bekledim.
biraz sevgi bekledim.
bildiğimden istedim.
alıştığımdan bekledim.
-onsuzluk alışılmamış-
bilmediğimden cekincem,
zamanla bir derdim var.
el altından isterdim.
yazısız, sözsüz isterdim.
şenliksiz ve düzensiz.
hatamdır belki,
istediğimi söylemedim.
nasıl anlasınlar?
-ki nasıl anlatılır?
çoktandır yüz bırakmadılar.
1 Şubat 2007 Perşembe
hesap
bir değer biçmek derdindeyim,
kandili söndürdüğüm
sarhoşlar klubüne,
uzandığım son kucağa.
tütmekte olan yüreklere,
donarak ölmüşlerine.
başlamamış hikayelere,
zihnimdeki hayallere,
kaçırdığım fırsatlara,
özendiğim benliklere,
kapısından döndüğüm şenliklere..
bir değer biçmeliyim...
yarın tekrar hesaplamalı,
defteri sağlamayı yaptıktan sonra
kapatmalıyım.
bir sonraki gün,
kaldığım yerden başlayarak
hesaplayabilmek için.
bir değer biçmeliyim
her gün azalan kendimi,
çok göstermeliyim.
her gün kemirdiğim ruhları,
bedenleri,
toprağı, suyu ve havayı
kabaca yuvarlamalı,
defterlere geçirmeliyim.
bir, iki, üç
dört,
be
ş
a..
kandili söndürdüğüm
sarhoşlar klubüne,
uzandığım son kucağa.
tütmekte olan yüreklere,
donarak ölmüşlerine.
başlamamış hikayelere,
zihnimdeki hayallere,
kaçırdığım fırsatlara,
özendiğim benliklere,
kapısından döndüğüm şenliklere..
bir değer biçmeliyim...
yarın tekrar hesaplamalı,
defteri sağlamayı yaptıktan sonra
kapatmalıyım.
bir sonraki gün,
kaldığım yerden başlayarak
hesaplayabilmek için.
bir değer biçmeliyim
her gün azalan kendimi,
çok göstermeliyim.
her gün kemirdiğim ruhları,
bedenleri,
toprağı, suyu ve havayı
kabaca yuvarlamalı,
defterlere geçirmeliyim.
bir, iki, üç
dört,
be
ş
a..
14 Ocak 2007 Pazar
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)