20 Aralık 2007 Perşembe

şüphesiz

Keşke kalabalık olsaydı sevmekler.
Sevişini düşündüğümden değil ha!
İkiden bir eksik başımızla çekmeseydik diye acısını.
Fena mı olurdu?
Ne eksik ne fazla,
battığınca söyleseydik kırıkları,
“şura” diye yarasını.
İyi olurdu şüphesiz.
Hiç yoktan
iyi olurdu.

19 Aralık 2007 Çarşamba

benmerkez


Benmerkeze seyahatte bile işler,
samimiyetle başlar:


Ambalaja kanmayın,
böyle yutturuyorlar.
Çıkışı özenli de olsa,
sanmayın ki gelişi öyle
inceden derinden,
bilakis tangur tungur.
Dizilse diğerleriyle yan yana
ayıramazlar birbirinden.
Sahi, sade ve samimi mi dediler?
Davullu zurnalı isterdi.
Zaten sessiz de gitmezdi,
susturucuyla vurdular.

Tarifler yetmez, haritadan kalkıp da azarlar;

Telefonlara bakmıyorum,
isteyin ama evdeysem.
Tabelalar göstermiyorsa
yerli esnafa sorun beni.
Bahis geçmedi mi haberlerde?
Anlayın bir bit yeniği var.
Ciciler getirmişsiniz, iyi güzel de
sığamam içlerine, pek dar.
Açılın ben doktorum,
Hmm, kan tahlili, idrar...

yolcu ben-Geçimsiz-yollara varır,

Ben sabitim ve burdayım, sen dolan,
Akıl et sor bir hatır.
Anlamadınız mı? Kahramanım!
Ve bir kahraman hikayesini
- anlatan yok ki kardeşim!-
Kalkar, kendi anlatır.